10 Temmuz 2018 Salı

blogumun adını neden değiştirdim?

Anladım ki insana tek bir kimlik yetmiyor. Belki de bu yüzden arttı son zamanlarda profillerdeki kocasının prensesi, paşasının annesi(!) ibareleri, yanına da meslek, medeni durum vs bilgileri iliştirilmesi. sadece eş olmak yetmiyor mesela, bence, ya kariyere yöneliyorsun ya anne olmaya. veya ikisine birden. çünkü ne kadar çok kimlik o kadar ego (kötü anlamda söylemiyorum bunu) veya ego değil de mutluluk da olabilir. ben hep öğrenci olmayı seçenlerdenim sanırım. Hayalimdeki mesleği hiç bulamadım. hani derler ya, çevrendeki insanlar kim olduğundur diye. Bence o değil, ne yaptığın kim olduğundur daha doğru geliyor bana. Ben henüz kim olduğumu bulamadım. Hep yogaya başlamaya niyetlendim, başlayamadım. başlayıp ilerletip bir de eğitmen olacaktım:) hala beklemede. Fotoğraf konusunda kendimi geliştirip profesyonel olarak yapacaktım. erteledim... Eğitimini aldığım şeyi, çeviri yapıp kendimi geliştirmeyi de çok düşündüm. ama sadece düşündüm. çok yazacaktım, çok okuyacaktım. bir türlü seçemedim ne zaman hangisini yapsam diye. Sonra saatin tiktaklarını duydum, anne oldum. o tam oldu, başladıktan sonra yarım da bırakamadım, geri dönüşü olmayan tek şey:) ama anne olmak da eş olmak da tek başına yetmiyor. başlı başına bir sen olman gerek. nasıl olacak onu da hiç bilmiyorum. kafamda ütopik bir dünya var. karayiplerde yaşayıp Güneş'le yoga yapıyorum o dünyada. ömer de ağzında piposu, başında şapkası uzun sakalı ile takılıyor kenarda:) greenpeace gönüllüsü olmuşum bir de, süper işler yapıyoruz, sürdürülebilir dünya anlayışı insanlığın tek kurtuluşu ya, herkes de bilinçlenmiş bu konuda, tüm ülkeler ona göre şehirleşme yapıyor, bizimki dahil(!) dedim ya ütopik diye canim :) Neyse, bundan sonra kafamda kalmayacak ütopik dünyam, yazıya dökeceğim, bir de başarabilirsem bir kısmını belki gerçekleştiririm. O yüzden değiştirdim blogun adini da. Ütopikdünyam oldu🎈 bi hayırlı olsununuzu alırım 🙈

25 Ekim 2017 Çarşamba

Kucağa alışır mı?


Sevgili yeni doğan anneleri;
Sizin de bebeğiniz tüm gün kucağınızda olmak ve saatlerce emmek istiyor, bir de kucağınızda uyuduğu halde yatağa bıraktığınız anda uyanıp yeniden kucak istiyor değil mi? Çevrenizde de mutlaka "kucağa alıştırma, bak alıştı kucağa ondan ağlıyor" diyen birileri vardır sanıyorum. Yenidoğan ve lohusalık dönemi çok çok yorucu ve zor bir dönem, hem psikolojik hem de fiziksel olarak. Her kafadan da bir ses çıkar malum Bebek kucağa alışır mı? Neden kucak ister? Sarılmanın bebekler üzerinde nasıl bir etkisi var? Yeni doğan uykusu nasıl olmalı? Bu sorular birçok annenin en çok cevap aradığı sorular arasında. Tam da bu soruların cevaplarını bulabileceğimiz bir video paylaşacağım sizinle. Psikolog ve uyku danışmanı Melis Keşan yeni doğan dönemini ve uykusunu anlatıyor. Yorgun annelere moral olacağına inanıyorum. Bol sarılmalı, ten temaslı #sarılmanınmucizesi ni yaşayacağınız günler dilerim. #Huggiesannesiyim

Dipnot; video için ekstra teşekkürler Akasya Ana❤
İzlemek için tık tık>> Yenidoğan Uyku

blogumun adını neden değiştirdim?

Anladım ki insana tek bir kimlik yetmiyor. Belki de bu yüzden arttı son zamanlarda profillerdeki kocasının prensesi, paşasının annesi(!) ib...