25 Ağustos 2016 Perşembe

Ekincik Hikayesi

Ekincik
Biraz geç olsa da sonunda kendimde Ekincik tatilini yazma gücü buldum. Ekincik diyorum ama aslında yalnızca konaklamayı Ekincikte yaptık. Ekincik Köyceğiz'e bağlı küçük bir köy. Köyceğiz'den sonra dağların arasından 35 km yol giderek ulaşabiliyorsunuz. Oldukça ıssız anlayacağınız. Bu kadar ıssız bir yer tercih etmemizin sebebi ise, bizim gibi tatili bayramda yapmak durumunda kalanların da çok iyi bildiği gibi tüm tatil beldelerinin o tarihlerde fazlasıyla kalabalık olmasıydı. Öyle ki konaklama için rezervasyonu 1 ay öncesinden yapmamıza rağmen birçok yerde çoktan tüm odalar doluydu, Ekincik de dahil. Fakat ne kadar dolu olursa olsun zaten sadece birkaç konaklama yeri var, hepsi dolu olsa da yine de rahatsız edici bir kalabalığı olamaz diye düşündük. Haklı da çıktık:) Ekincik öyle ıssız, kendi halinde bir köy ki yazın toplu taşıma olarak sabah 1 vasıta geliyor akşam da dönüyormuş. Aracınız yoksa başka türlü ulaşmanız mümkün değil. Kışın ise daha kötü. Dağ yolu kapandığı için o sabah gelip akşam dönen araç da olmuyormuş. Dünyadan izole gibi. Sakin tatil sevenler için iyi ama şehir hayatına alışık insanların öyle bir yerde yaşaması pek mümkün değil gibi. 


Köyceğiz

Sağ üstte Ekincik koyu var, bölge olarak nerelere yakın görebilirsiniz. Biz fiyat avantajı ve lüks aramadığımız için pansiyonda konakladık. Bu sevimli haritayı da oradan aldık.  İsmi Onuncuköy Pansiyon. Pansiyon hakkında detaylı bilgiyi yazının sonunda vereceğim. 


Tatilin ilk günü Ekincik Koyundan kalkan ufak teknelerle düzenlenen bir tura katıldık. Pek iyi bir tur değildi fakat güzel yerler gördük. Koca bir günü daha güzel değerlendirebilir miydik? Kesinlikle evet! Tekne önce koyun hemen açıklarındaki mağaralara gitti ve bence o günün görülmeye değer tek enn güzel yanıydı. İşte oradan iki fotoğraf:


Ekincik Mağaraları
Ekincik Mağaraları


Sonrasında meşhur İztuzu Plajına gittik fakat daha önce Ets ile katıldığımız Likya turda da Hikayesi için: gitmiştik o plaja. O yüzden gitmesek de olurdu zira metrelerce açığa gitmenize rağmen suyun hala dizlerimde olduğu bir denizde yüzmekten keyif alıyorum. Sığ deniz sevenler için ise tabiki harika bir plaj. İztuzundan sonra çamur banyosuna gittik, bolca çamurlanıp pürüzsüz fakat leş gibi kokan bir ciltle fakat  pansiyona döndük:)


Ertesi gün Pansiyon işletmecilerimizin tavsiyesine uyarak sevimli haritadan yerini görebileceğiniz Yuvarlakçay'a gittik. İyi ki de gitmişiz. Buz gibi bir suyu var. 6 derece olduğu söyleniyor ama ölçmedik tabiki. Soğuk suda yüzmek isteyenler yüzebiliyor. Biz de yüzdük:) Doğası da muhteşem.  Kendi gözlerinizle görün buyrun: 



Video yüklenmezse veya çalışmazsa diye link paylaşacağım. Buyrun:










Aslında burayla ilgili söyleyebileceğim çok da fazla bir şey yok fakat kesinlikle görülmesi gereken yerler arasında benim için. Muğla'ya bir daha gidersem Yuvarlakçay'a uğramadan dönmem. 

Ertesi gün de yine pansiyon işletmecilerimizin tavsiyesine uyarak Toparlar Şelalesine gittik. Ne güzel yerler varmış da ismini bile duymamışız meğer. 







Şelalede (kendimce) çılgınca bir şey yaptım. Uzun olduğu için yükleyemedim, onun yerine link koydum:

Video

Video 2


Ertesi gün Marmaris'e gittik tekne turu araştırmak için. biraz turladık fakat beğenmedim pek. Tatilde şehir merkezi gezmeleri bana göre değilmiş. O gün de boşa gitti gibi oldu. Ekincige dönüp sakin denizinde yüzdük.

Çok iyi at bindiğimi söylemiş miydim? Şaka şaka:) Tekne uruna katılmadık fakat at safariye katıldık. 1.5 saat diyorlar fakat 50 dk civarı sürüyor. Çoook keyifli, üstelik ata binme konusunda tecrübeli olmak da gerekmiyor. Orta hızla koşturuyorlar bile atı, sadece düz yolda gitmiyorsunuz. Suyun içinden falan geçiriyorlar. Gayet keyifli. Böyle aktiviteleri seviyorsanız tavsiye etmeme bile gerek yoktur sanırım:)







Sondan bir önceki gün Akyaka'ya gittik. Akbük koyuna. Kesinlikle şimdiye kadar girdiğim denizler içinde ilk 5'in içinde. En çok o gün yüzdük. Doya doya yüzdük sözde ama doyamadık. Fazladan 1 günümüz daha olsa yine Aynı yere gidip yüzerdik. Bayram dolayısı ile çok kalabalık olmasına rağmen şezlong bile bulamadık ama yine de tabiri caizse tadından yenmedi o gün. Denizden sonra Akyaka'da bir tur attık ve hayatımızı nerede geçirmek istediğimize, veya en azından ilerde emekli hayatı için İstanbul'dan ayrılırsak nereye gideceğimizi biliyoruz artık:) 

Akyaka hakkında uzun uzun yazmayı düşünüyordum sokaklarını gezerken fakat zaten hakkında birçok yazı yazıldığını fark ettim ve vazgeçtim. 

Son olarak kaldığımız pansiyondan bahsedip yazımı bitireceğim. Onuncuköy Pansiyon ismi. Verdikleri fiyatın içinde sabah kahvaltısı ve akşam yemeği var. Sabah kahvaltı açık büfe ama 30 çeşit, size çatlayana kadar yediren bir açık büfe değil. Gayet güzel doyuyorsunuz fakat dediğim gibi lüks arayanlara göre değil. Akşam yemeği ise tam bir efsane! 



Her akşam 4 farklı çeşit, birbirinden lezzetli meze geliyor, 1 tabak da salata. Mezeler bizi her akşam mest etti doğrusu. Sare ve Iraz hanımın ellerine sağlık, sohbetlerinin de yemeklerinin de tadı hala damaklarımızda doğrusu. Ben bunlarla doymam ki demeyin çünkü asıl yemek Gürbüz Bey'in bahçede gözünüzün önünde mangalda pişirip getirdiği balık, köfte veya tavuk oluyor. Tercihinizi her sabah kahvaltıdan sonra belirtiyorsunuz, ona göre pişiriliyor. Zevkle seçilmiş şarkılar eşliğinde sabah kahvaltısı ve akşam yemeği de tatilimizi unutulmaz kılan ayrıntılardan biriydi.

Son olarak, Ekincik'te oldukça fazla arı var çünkü arıcılık yapılmakta. Oraya gider ve yemek yerken arılar sizi rahatsız etsin istemiyorsanız önce sizin onları rahatsız etmemeniz gerekiyor. Nasıl mı?
 işte böyle: 

video

Bu arılar etçil olduğu için özellikle balık yediğinizde masaya gelir ve tepenizden ayrılmazlar, ta ki tabağınıza konup bir parça koparıp gidene kadar :) Yani çok basit. Yemeğinizi onlarla paylaşırsanız rahatsız edilmezsiniz:) 

Bonus: 

Ben bu tatil sırasında 16 haftalık hamileydim, 16. hafta fotoğrafları için güzel bir manzaramız oldu:)

Sağlıcakla kalın:)









1 yorum:

  1. Ta Marmarmaris'e gelmiş ve de orda yaşayan amcasını görmeden giden bu kaçağın tatilide uğradığı yerler gerçekten görülmeye değer yerler. Tatil nasıl mı yapılır Bayan Novoluni'ye sorun o size anlatsın tebrikler Novoluni

    YanıtlaSil

blogumun adını neden değiştirdim?

Anladım ki insana tek bir kimlik yetmiyor. Belki de bu yüzden arttı son zamanlarda profillerdeki kocasının prensesi, paşasının annesi(!) ib...